45-Komşu Ziyareti

Ali Gardaşı çok seven komşuları, arkadaşları vardı. Unutulamayacak güzelliklerden biri de, en az haftada bir kez yapılan, çoğu zaman iki veya üçü bulan ev ziyaretleriydi. Özellikle Hüseyin hayran kalırdı bu sohbetlere. “Çoğu zaman ödevim, dersim olmasa da ağız tadıyla katılsam şu sohbetlere” diye hayıflanırdı. Güncel yaşam hakkında kendi kendini sorgularken;  “Bunca yıl okuduk, en fazla ilkokulu bitirmiş bu insanların onda biri kadar güzel yorum getiremiyoruz” derdi. “Eğitim dünyamızda bir şeyler eksik, yanlış gidiyor galiba, bunu anlamamakta da ısrar ediyoruz, nedenini bir türlü anlayamıyorum” diye eklerdi.

Bir gün, Ali Gardaş mesai bitiminde eve geldiğinde, “Haydi hazırlanın, bu akşam Ali SERT’gile gideceğiz. Bugün bizi bekliyorlar” dedi.

Arabayla beş, yürüme mesafesiyle 25-30 dakikalık bir yoldu. Ali Gardaşın Gomerinin üç kişilik şoför kabinine dört kişi yerleşti.

Zil kanarya sesi çıkararak uzun uzun öterken, kapı hızla açıldı ve ev sahipleri misafirlerini büyük bir sevinçle karşıladılar. Sanki aylarca görüşmemişler gibi sıcak bir karşılama oldu.  Karşılıklı hal hatır soruldu.

Ali Sert:

“Hüseyin yeğenim tüp gaz kuyruğunda yatmışsın. Aferin sonunda tüpü doldurmayı başarmışsın” dedi. Hüseyin de; “Sormayın Ali emmi, anlamadım bu kuyruk neyin nesidir? Cuma akşamı girdim kuyruğa, Cumartesi bire doğru alabildim tüpü. Veysel ağabeyim bana köydeki gibi azık getirdi. Gece beni kontrole geldi” dedi.

“Böyle yeğenim, yokluktan değil, Ecevit’e, karaoğlana zorluk çıkarmak için yapıyorlar. Bilerek satmıyorlar tüpü” dedi.

Sonra iyice ülke meselelerinin içine daldılar.

“Ya Ali Gardaş” dedi Ali Sert:

“Bugünkü gibi aklımda, hiç unutamıyorum. Yüksek ısılı eritme kazanlarına attığımız ilk yerli otomobil motorlarını.”

Cumhuriyetin tüm değerleri, yeni devleti daha hızlı inşa edebilmek için harekete geçmişti. Her alanda amansız bir mücadele veriliyordu. Önemli hayallerden biri de, ilk yerli otomobili yapmaktı. Ali Çetin böyle bir firmada çalışıyordu. Önemli ustalardan biriydi.

Derler ki, bu motoru üretmeliyiz, üretmeliyiz ki diğerlerini geçelim ve kendi aracımızı kendimiz yapabilelim.

Bu pek çok gelişmeye ivme kazandıracak bir hedefti. Bu bilinçle aylarca gece gündüz çalışırlar.  Ve sonunda testler başarılı çıkar.  Evet, evet ilk motor ithal edilenlerden daha iyi performansta ve kıyaslanamayacak kadar düşük bir maliyette üretilebilecektir.

Sonunda büyük hayal gerçek olmuştur. Başarılmıştır. Herkeste mutluluk gözyaşları ve tarif edilemez bir sevinç vardır. Bayram havası bir hafta devam eder. Sonuçlar ilgili yerlere gönderilir. Uygulama için karar beklenirken, bir yandan da düzenli üretim için hazırlıklara başlanır.

Haber hızla yayılır. Bu sıradan bir başarı değildir. Yokluk içerisinde kıvranan savaş mağduru bir ülke için. Herkes büyük bir heyecanla düzenli üretime geçmek için beklemektedir. Zaman geçip haber geciktikçe endişe de artar.

Sabır ve heyecanlı bekleyiş nihayet sonuçlanır. Bismillah diyerek başlayacakları yeni işte, onları bir sürpriz beklemektedir.

Büyük bir heyecan, sabır ve azimle üretilen “Örnek motorların eritilmesi” yani imhası istenmektedir.

Ali Çetin motor parçalarını nasıl kazanlara attıklarını anlatırken hafifçe yüzünü çevirir diğer yana. Koca adamın ağlamasını yakıştıramayacağımızı düşünür belki de. O anı, yine aynı üzüntüyle yeniden yaşadığı yanaklarından aşağı süzülen gözyaşları kanıtlamaktadır.

Ali Çetin 45 yaşlarında, kendisi, ailesi, idealleri ve ülkesi için çok çalışmış. Feleğin çemberinden geçmiş birisi. Ve o günler için hala gözyaşı döküyor.

Ne mutlu ülkesini sevenlere, ne mutlu ALİ ÇETİN gibi ülkesi için gözyaşı dökebilenlere.

Check Also

Ali Gardaş/Resimler