55-Ali Gardaşın Acı Günü

Ali Gardaşın çocukluğundan itibaren çok sevdiği insanlardan birisi de Hasan Kızılşar’dır. Gemerek İlçe Milli Eğitim Müdürü iken, çok ani bir şekilde, ülkesine hizmette en verimli olduğu bir yaşta, genç yaşta kaybedilir.

Gemerek onun baba memleketidir. O, kendini hep Adanalı olarak tanıtırdı. Ama 30’undan sonra geldiği baba memleketini çok sever, memleketinin insanları da onları çok sever. Öyle ki, Gemerek’te yıllarca öğretmenlik, lise Müdürlüğü, Şube Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulunur.

Hasan Kızılşar’ın Gemerek’e gelişine en çok sevinenlerden biri de Refika abladır. O, Refika ablanın dayısının oğludur, çocukluğu Refika ablanın elinde geçmiştir. Üzerinde Refika ablanın emeği çoktur.

Hasan Kızılşar Selçuk Üniveritesi Fizik bölümünde, eşi Müzeyyen de aynı üniversitenin matematik bölümünde daha öğrenciyken tanışırlar. Okul bitince birisi fizik, diğeri matematik öğretmeni olarak Gemereğe atanırlar. Arkadaşlıkları Gemerek’te taçlanır, hayat arkadaşlığına dönüşür.

Müzeyyen ile Hasan Kızılşar’ın düğünleri Konya ve Adana’da yapılır. Düğüne Gemerek’ten öğretmen arkadaşları, yakın akrabaları ile lise ikinci sınıfa yeni geçmiş olan Cemal ağanın oğlu Mustafa da katılır. Mustafa, hem Müzeyyen hem de Hasan hocanın öğrencisidir ve onların bu sevinçli gününü paylaşır.

Hasan Kızılşar ve eşi Müzeyyen yenge Gemerek’te çok güzel bir sevgi yumağı oluştururlar. Müzeyyen yenge, Refika ablayı çok sever. Onların yaşamı sadece Gemerek’le kalmaz. Köyü, Kümeören’i de çok severler. Haftada bir gün mutlaka köye giderler; Hasan dedeyi, Emine halayı, Emişen ablayı ziyaret ederler. Emişen bacı; “Hasan gelmiş, dayımın oğlu gelmiş” diye çok sevinir, dünyalar onun olur. Tandırda ekmek, çörek, kete yapar; bunlar, sevgi paylaşımının sadece aksesuarlarıdır.

Mehmet dayının oğlu Haluk, bir gün eczaneye telefon eder. Ali Gardaş ve oğlu Hasan da hafta içi eczanenin üstünde kalıyorlar. Telefonu Ali Gardaş açar;

Haluk;

“Ali ağabey hazırlanın, Gemereğe gideceğiz.”

Ali Gardaş;

“Neden, ne oldu?

Haluk;

“Hasan ağabeyimi kaybettik, ağabey, başımız sağolsun.”

Ali Gardaş telefon kulağında donar kalır. Yanında oğlu Hasan vardır. Hasan seslenir; “Baba ne oldu?” Sonra kalkar babasının elinden telefonu alır.

Bu arada Haluk konuşmaya devam eder; “Arabaları alın gelin, hemen çıkıp cenazeye yetişmeliyiz. Ali ağabey iyi misin?..”

Hasan, o anı şöyle anlatır; “Önce babamın konuştuğunu veya dinlediğini sandım. Baktım hiç hareket yok. Endişe ettim ve elinden telefonu aldım. Babamı yaklaşık 10 dakika kendine getiremedim, Hasan ağabeyin vefatını duyunca adeta donup kalmıştı.”

Ali Gardaş rahmetli Hasan Kızılşar’ı çok severdi. Aralarında altı yedi yaş farkı vardı. Hasan ağabey ortaokula giderken Ali Gardaş da Adana’ya gelmiş, bir süre onlarda kalmıştı. Ahmet dayı, Misiri yenge, Ali Gardaş’ı kendi çocukları gibi severdi. O da Hasan’ın ağabeyi olmuştu.

Hasan Kızılşar, Gemerek’te sevenlerinin katıldığı cenaze töreniyle ebedi istirahatgahına yolcu edildi.

Hasan Kızılşar ve Müzeyyen hocanın bu evliliklerinden iki çocukları olur. Oğlunun ismi Tolga, kızının ismi Tolgay, evliliklerinin çocuklarla taçlandırıldığı bu mutlu evlilik, Hasan hocanın kaybı ile büyük sarsıntıya uğrar. Müzeyyen hoca sabır ve metanetle çocuklarına tutunur. Bu çekirdek aile, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, mazinin hatırasına hep sadakatle bağlı kalır.

 

Check Also

Ali Gardaş/Resimler