Merhaba Ay Işığım,
Daha dün akşam ilk görüşte güzelliğinizden etkilendim; sıcaklığınız, davranışlarınızdaki samimiyet, hele o gözleriniz yok mu, sanki gökyüzünün gök mavisi küçülmüş de ışınlarını oradan salıveriyor. Işıklı gözbebeğinize uzun süre bakabilmem için mutlaka o cevhere gözlerimi alıştırmam gerekir diye düşündüğüm, sonra, güneş misali gözlerinize baktığımda size hayır diyemeyeceğimi anladığım insan. Bunun için bana zaman tanımalısınız ey sevgili. Gönlüm size akmak için yıllardır bekleyip durmuş. Şimdi bu güzelliği karşımda görünce öyle sevindim ki; bu sevinci tarif etmektense bunu zamana yaymayı, zamandan istifade etmeyi tercih ederim. Çünkü bu hal öyle bir seferde anlatılacak gibi değil. Demem o ki, size yönelik arzularımı her zaman tutku ve coşkuyla bezenmiş olarak bulacaksınız. Bu yerde sizden başka kimseye yer yok. Baş başayız. Sizi arzulamam için yeterince sebebim var. Her şeyden önce etkileyici bir güzelliğiniz var. Baştan çıkarıcı dişiliğiniz de cabası. Size bakan kimsenin sizi fark etmemesi için kör, sağır ve dilsiz olması lazım. Sizi fark ettim ama bu bana yetmez, çünkü sizi keşfetmek en büyük zevkim olacak.
Selam ve sevgiyle,
Sizi geç de olsa bulduğuna inanan, kalbinin sizin için atmasını dileyen kaşifiniz…
**********************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Dudaklarım susamış, yangınını arıyor.
Uzun süredir içimdeki ateş varlığını hissettiriyor ama bir türlü açığa çıkmıyordu. Ta ki, sizi ilk gördüğüm güne kadar. Sonrasını biliyorsunuz, sizinle o an karar vermiş birinin rahatlığı ile tanışmak istedim.
Evet siz, hakikaten kısa süre içerisinde, daha ilk görüşte gönlümü çeldiniz, beni kendinize ram edip ateşten sicimle bağladınız. Şu an içimde hızla büyümektesiniz.
Dün bana “içki içiyor musunuz?” diye sormuştunuz ya, ben de size “hayır, içmiyorum” demiştim ama sebebini o an için söylememiştim. Şimdi söyleyeyim: İçmem, -gerçi uzun süredir içki kullanmıyorum- ama sizin yanınızda içmeden sarhoş olmuştum. İçten içe kaynıyordum. Öyle ki, size her dokunuşumda içimde beliren arzular tüm bedenimi sarıyordu. Dudaklarım susamış yangınını arıyordu.
Ayrıca, sizden sadece hoşlandım demek benim için yeterli bir ifade olmayacaktır. Çünkü bütün duygularımla, aklım ve mantığım da dahil, sizi hiçbir sınıra tabi olmadan doyasıya sevmek, bana bahşedeceğiniz hislere fazlasıyla karşılık vermek istiyorum. Bu yüzden, nereye gidersem gideyim, siz de her an benimle berabersiniz; kâh aklımda, kâh gönül evimdesiniz.
Selam ve muhabbetle.
Sizi çok özleyen ve özleyecek olan…
**************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Sizi öyle özledim ki, bir kez daha görmeden ayrılmak istemiyorum. Gerçi bir hafta sonra döneceğim ama bu süre benim için sizden ayrı kalacağımdan ötürü çok uzun bir süre. Sık sık e-posta ile haberleşiriz. E-postamı okumanızı istiyorum. Bu e-postalarda size olan duygularımı ifade etme imkanı bulabildiğimi düşünüyorum. Yaşadıklarımız bir rüya mı diye endişe duymuyor değilim. Bu kuşkunun çok kötü bir duygu olduğunu da biliyorum. Bunu içimden atıp, parmaklarımızın birbirine kenetlendiği o tatlı ve heyecanlı anı düşündüğümde, yaşadığımızın gerçek olduğuna kendimi inandırıyor ve rahatlıyorum. Sizi bütün kalbimle, sıcacık ve ateşli duygularla seviyorum.
Yarın görüşmek dileğiyle hoşça kalınız aşk-ı memnum…
***************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Gönlümün sultanı,
Taçmahalim,
Sizi çok özledim. Hep aklımdasınız. İnanın gözlerimi kapasam sizden başkasını görmüyorum. Sizi düşünmek benim için kutlu bir meşgale oldu. Hem heyecan duyuyor hem de gök limanınızda huzur buluyorum. Siz bana hayatın bahşettiği son baharsınız. Kokunuzu duymadan yapamıyorum. Size olan ilgim daha fazla artsın, beni ateşler içinde yaksın istiyorum. Sizi öyle sevmeliyim ki; esrarlı gözlerinizin esiri olmalıyım.
Müzmin aşığınız…
**********************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Malumunuz sayenizde üç haftadır ayaklarım yerden kesildi. Sizi görmeden yapamıyorum. Öyle ki, daha yanınızdan ayrıldığım andan itibaren özlemeye başlıyorum. Bu gönül sizin yanınızda teskin oluyor, huzur buluyor. Size baktığımda, gönlümdeki ateşiniz alevleniyor, hele elleriniz avuçlarımın arasındayken, zevk bahçeniz beni mest ediyor; dudaklarınızdan öpmek için kendimi zor tutuyorum. Sizinle birlikteyken zaman dursun, akıl tutulsun istiyorum. Hatta; kalbim sizin için atsın, hep sizi, gönül çelenini görsün. ‘Canım’ diyen tatlı sesinizden başka bir şey duymasın, dişiliğinizin yaydığı koku ile baştan çıksın istiyorum. Sizinle cehennemde yanmağa varım; yeter ki, damarlarınızda akan kan olmağa izin verin.
Sizi bulduğu için haline şükreden aşığınız…
******************************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Gönlümün aradığı diğer yarımım, öncelikle dostluğunuza ihtiyacım var. Sizi arzuladığım doğru lakin sizin de beni aynı şekilde arzulayacağınız günü sabırla bekleyeceğim. Benim için önemlisiniz, çünkü; siz bir yönüyle gönlümün açıldığı bir ‘pencere’, diğer bir yönüyle de iyi veya kötü içimdeki bütün zehri akıttığım bir ‘ağlama duvarı’sınız. Sizi bu yüzden de çok seviyorum.
Hoşça ve sağlıcakla kalınız efendim, sultanım.
***********************************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Tatlı dilli engereğim, aşk zehirlerini öyle saç ki, seni daha çok arzulayayım ve o süt şekeri dilinin ettiğini gözlerinden bileyim. Yeter ki çekme üzerimden onları, varsın büyülesinler beni.
Gönül telime dokunan parmakların aşk nağmeleriyle coştursun bizi. Müziğin ritmiyle kendimizden geçelim. Dudaklarımızdan dökülen buseler demimiz olsun.
Varlığın serap, yokluğunun ahı ızdırap olmasın. Olacaksan gönlümün Venüsü olmalısın, lakin yıldız gibi bir görünüp kaybolmayasın.
Ah yar, gönlüm aşk ateşiyle yanmak ister, yokluğuna alışamaz, ürperir.
….
Selam ve muhabbetle….
*************************************************************************************************************
Ay Işığım,
Kalbim senin için atıyor…
Bir tanem, yalnız da olsam kalabalıklar içerisinde de bulunsam senin için atan bir kalbim var. Var olduğunu bilmek bile beni mesut ediyor, rahatlatıyor. Aksi halde yalnızlığın karanlık dehlizlerinde ne yapardım. Şimdi olduğu gibi bunaldığımda sana koşuyorum; bir başka ifadeyle ‘ağlama duvarı’nda duygularımı yazabiliyor, kendimi ifade edebiliyorum. Hayatım boyunca hep bir açlıkla uğraşıp durdum. İçimi kemiren bu duyguyu sadece cinsellikle veya onun türeviymiş gibi ifade etmek yetersiz kalıyor. Ancak, hiç bir etkisi yok demek de haksızlık olur. Derler ki, her insan ikiye bölünmüş bir bütünmüş ve bir yarısı diğer yarısını arar dururmuş. Seni gördüğüm andan itibaren aklım duygularımın emrine girdi, o ne derse onu yapıyor; seninle olabilmek için gösterdiği beceriye duygularım bile şaşıyor. Ah sevgilim, sana olan düşkünlüğümün bir sınırı yok; inan ki, hangi durumda olursam olayım hep sana doğru koşuyorum. “Solaris barı çok mu sevdin” demiştin ya, “evet aşkım, çok sevdim. Çünkü o bar, sana en yakın olabildiğim yerdir. Orada senin elinden tutabiliyor, orada beline sarılabiliyorum. Hatta orada dudaklarının tadını hissettim. Nasıl ateşler içerisinde kıvrandığımı bir bilebilsen, seni nasıl arzuladığımı bir anlayabilsen dünyalar benim olur. Belki sana karşı haksızlık ediyor olabilirim. Bunu sabırsızlığıma ve sana karşı duyduğum hislerin aşırılığına bağlayıp hoş görmeni istemekten başka elimden bir şey gelmiyor. Yine de, bütün dünyamı alt üst eden bu güzelliğin karşısında umutlu olmak istiyorum.”
Sadece senin için…
*******************************************************************************************************************
Ay Işığım,
Haftanın yedi günü
Haftanın yedi günü gibiyim sevgilim; altı günüm, sana kavuşacağı günün özlemiyle geçiyor. Gönlüm sadece bir günün vuslatıyla eriyor. Altı gün o bir güne imreniyor da onu kıskanıyorlar.
Birinci gün, senden uzak kaldığım ilk gün; özlemim daha o günden başlıyor. Öyle çoğalıyor ki, aklım şaşıyor. İkinci günde sana olan özlemim sular gibi çağıldıyor, bütün benliğimi sarıyor; duygularım alt üst oluyor. Seni arzulamaya başladığımda tam da bu haldeydim. Üçüncü gün, durgun bir gün; ama durgun dediğime bakma, düşlerimin durgun salındığı bir gün. Üçüncü günün benim için en önemli getirisi düşlerimde seninleyim; ya el ele ya dudak dudağa. Dördüncü gün bir vahadayım ve sen serap gibisin. Öyle susamışım ki, dudaklarım yangınını arıyor. Fakat yaklaştıkça kaçıyorsun. Beşinci günde dudaklarım hasretinden kuruyor, susuz bir ovada dörtnala koşuyorum. Altıncı günde vuslatın yaklaştığını hissediyorum. Hayatın bahşettiği cananım geliyor diye sevince boğuluyorum. Yedinci gün, sana kavuştuğum en güzel gün. Bu günde hayat yeniden başlıyor; gönlüm çocuksu bir coşkunlukla, kalbim saf bir aşkla çarpıyor.
Senin için…
********************************************************************************************************************
Ay Işığım,
Son baharım, bu gönül senin için deli oluyor, bunu biliyor olmalısın. Senden ayrılınca kendi denizimde, hüzünlerimle baş başa kalıyorum. Orada yapayalnızım; karanlığın girdabına çekiliyor, batıyorum. Bu karanlık libasını giymiş hüzünlü dünyada bir tek sen varsın ve saçtığın ışık yolumu aydınlatıyor. Seni niye bu kadar sevdiğimi bundan daha iyi nasıl anlatabilirim. Eğer olmasaydın veya karşıma çıkmasaydın melankoli batağında boğulup giderdim.
Film güzeldi, zaten seninle olmak benim için en büyük zevk. Hele bu güzel filmi ellerimiz birbirine kenetlenmiş şekilde seyretmek inan çok daha güzeldi. Senden ayrılınca hiç vakit kaybetmeden buraya koştum. İçimi boşaltmak isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Hala da öyleyim, sanırım hep öyle olacağım; senden ayrı kaldıkça bu isteğim tatmin olmayacak.
Esrarım, gönlümün sultanı, bahirim de baharım da sensin. Sensin kalbimin gözlerinden süzülen yaş, sensin gönlümdeki ateş. Lalem de sensin sümbülüm de sen. Senden gelecek her cefaya razıyım.
Seni çok seviyorum.
************************************************************************************************************
Ay ışığım,
Bugün yılın sonuncu günü. Bir yılı geride bırakırken gelecek yılın tohumlarının da gönüllerimizde yeşermekte olduğuna inanıyorum.
Gönlümün sultanı,
Seninle bir sonbahar günü tanıştığım için çok mutluyum. Şimdi ise kışı, ilkbaharı ve yazı bütün bir mevsimi birlikte karşılamayı, seninle aynı havayı teneffüs etmeyi arzu ediyorum. Bu yüzden, yeni yıl benim için sana olan muhabbetimin daha da arttığı bir yıl olacak.
Selam ve sevgiler…
Yeni yılını bütün samimiyetimle kutlar, sağlık ve esenlikler dilerim…
***************************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Merhaba tatlı dillim,
Hüzünlendiğimde yaptığım gibi yine “ağlama duvarı”na koştum. Her şeyden önce burası dünyanın hilesi, yalanı, dolanı olmayan bir yer. Burada kalbim saf haldedir; bütün masumiyeti ve iyi niyetiyle samimi hislerini açıklar, sevgilinin huzurunda eriyip gider. Zaten başka bir şey de düşünemez. Kalbim dile gelse şöyle der:
“Ey sevgili, sana bir hal olsa bana da aynısı olur. Senin için dünya nimetlerinden vazgeçerim. Yanında duyduğum heyecan benim için yel değirmeninin yüzüne çarptığı rüzgar gibidir ve bu bana ancak canlılık bahşeder, hayat verir. Hele o gözlerin yok mu; insan orada kaybolur gider, saldığı aşk ateşiyle kavrulur. Sen benim heyecanımın sebebisin, her ne yapıyorsam senin içindir, varlık sebebim sendedir. Bazen muhabbet kuşum olur penceremde ötersin, bazen de puhu kuşu gibi çırpınışlarımı uzaktan seyredersin. Her ne isen senden gelen cefalar benim için bir güldür. Bülbül gibi şakısan da bu hezeyan benim için bir züldür.”
Aklım müstağni davranır, bulduğuyla yetinir; kalbim ise biraz nazlı davranır ama buna razı gelmez, kendinden geçer de senden vazgeçmez.
Vazgeçemeyen aşığınız,
Selam ve muhabbet ile…
****************************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Bahirim ve Baharım,
Arzularım ilmek olmuş boğazımda düğümleniyor, boğuyorlar beni. Bindiğim pişmanlık atı da fayda etmiyor, zaman affetmiyor. Söyle aşkım, şimdi ben ne yapmalıyım, seni nasıl davetkar kılmalıyım.
Önünde duran arzularım aç ve perişan. Ya eriyip gideceğim ya da çıldıracağım. Eğer birinden biri olacaksa senin içinde eriyip gitmeyi tercih ederim. Çünkü, ancak bu halde sana karışırım. Çıldırdıktan sonra seni hatırlamayabilirim ve ne için çıldırdığımı bilmeden yaşamayı sürdürmeyi ise hiç istemem.
Hayatımın odağı, varım yoğum, bahrim ve baharım. Gel, umutlarını kırmış, hayallerine set çekmiş olsam da sen yine gel.
Gel arzularımın efendisi, bahirim gel. Can suyundan mahrum edip de nefsimi süründürme; gel efendim, arzularımın peşi sıra gel.
Ben bir toprağım ve sana hasretim. Susuz kaldım, kuraklığında çatladı damarlarım. Bütün arzum seninle olmak, sana kanmak.
Görmüyor musun? Seni beklerken suya dönüştüm. Şimdi saf, renksiz ve kokusuzum. Gel canımın cananı, suyla gelen aşkın seni bekliyor. Kollarınla sar onu; dökün, dökün, dökün…
************************************************************************************************
Ay Işığım,
Aşkım, kendine iyi bak ve bir an önce iyileş; iyileş ki o en çok özlediğim gözlerine bakabileyim. Tatlı sözlerin beni sarhoş etsin de kendimden geçebileyim. Seni arzulamaktan başka bir şey düşünmeyeyim.
Gözlerini burada fark ettim, gönlümün ateşi burada alevlendi, ellerini ilk defa burada tuttum. Gözlerine ilk defa burada vuruldum ve her buluştuğumuzda seni burada bekledim. Şu anda yanımda yoksun ama şimdi ben bu hatıralardan ayrılamıyorum. Seni çok özlüyorum aşkım.
Nichte’nin şu sözünü çok beğenirim: “insan içinde kaos barındırmalı ki, dans eden bir yıldız doğurabilsin.” Benim de içimde bir kaos var ve o hakikat şöyle diyor: Gönlümün yarattığı bir yıldız var; onu bir gör, gör de öyle karar ver.
Daha ilk gördüğümde seni fark ettim. Daha ilk bakışta yollarımız kesişti ve bir kırbaç gibi gönlümde şakıdın. İndirdiğin darbelere karşı korunağım yok ise de asıl senin yokluğundan sakınırım. Hakikat şu ki; gönlüm seni diler, hiç bıkmadan seni arzular. Sensiz bir hayatı anlamsız bulur. Sana olan düşkünlüğü bu yüzdendir. Bu yüzden içindeki kaosu atamaz.
********************************************************************************************************
Ay Işığım,
Amber çiçeğim,
Ey sevgili, ah bilsen o ışıklı gözlerinden mahrum olmak bana verilecek en büyük ceza imiş; bunu senden ayrı kaldığım an daha iyi anladım. Maalesef ıstırabımı dindirecek bir şey de yok. Malum, ilacım sende, senin gözlerinde. Beni ancak onlar teselli ediyorlar. Keşke onlara bu denli içten, bu denli yürekten bakmasaydım; onları kendimden bilmeseydim, onlara bu kadar yakın olmasaydım. Belki o zaman büyüleyici gözlerinin bağımlısı olmazdım.
Biliyor musun, seninle olduğum anlar hayat buralardaymış, kalbi atıyormuş Kızılay’ın. Senin olmadığın bir Kızılay’ı ise düşünemiyorum. Çünkü o; kalbi kırık, sokakları terk edilmiş, içinde yaşam belirtisi olmayan, virane bir canavara dönüşüyormuş. Bu canavarın sokaklarını, hatıralarını hafızama nakşetmek istiyorum. Ola ki boşluğa düştüğüm anlarda o hatıralar bana teselli olsunlar, yol göstersinler. İnan ki senin olmadığın yerde benim için karanlık bir dünya başlıyor. Orada yönümü bulamam, kaybolur giderim. Ne olur, beni bu canavarla yalnız bırakma! Yanımda ol. Çok önceden yazdığım kısa şiirsel bir ifade vardı: Bunda; “Kızılay’da seni düşünürken; kalbi atıyordu kaldırımların, vitrinler göz süzerken” bu kısacık dizeler seninle yaşadığım ilişkiye uygun düşer.
Dün akşamüzeri
Kalbi atıyordu kaldırımların
Vitrinler göz süzerken
Kızılay sokakları
Amber çiçeği gibi ağarıyordu
Hep o gittiğimiz Zeynel Çilli bile
Işıl ışıldı, bizi çağırıyordu.
********************************************************************************************************
Ay Işığım,
Son zamanlarda boşluktaydım ve tutunacak bir yer arıyordum. Yapayalnızdım ve kendi cehennemimde tek başınaydım. Sonra sen çıktın karşıma. Önce gözlerim kamaştı, sonra da alıştım sana. Sensiz yapamayacağımı düşünmeye; seni, içine düştüğüm bunalımdan çıkış kapısı gibi görmeye başladığımı anladım. Ne zaman bunaldıysam, içimi döktüğüm ağlama duvarımdın artık. Bu duvarda, beni sessizce, hatta hiç itiraz etmeden dinlediğini biliyordum. Bu benim için yeterliydi. Ya da bana öyle geliyordu. Daha ötesini ne ben talep ediyordum, ne de sen. Mevcut ilişkide eksik bir şey vardı. Öyle ki; bu ilişkinin olabilecek en güzel tarafını, iç ahengini unutmuştuk. Dolayısıyla, birbirimizi arzulayacak iç tepileri geliştirmeyi ihmal ettik. Ne olur daha fazla ihmal etmeyelim birbirimizi.
Seni nasıl arzuladığımı anla artık:
Yalnızlığımın arzularını kamçıladı
Kanat çırpan dudakların
Kıpkırmızıydım
Bütün atar damarlarını dolaştım
*
Hırçın küheylanı andıran
Yelelerine dokundukça
Vurduğun kırbaç şakaklarımda
*
Ten umarsız, ova ateşli
Susuz bir ovada, dörtnala…
Seni çılgınca arzulayan aşığınız.
***************************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Merhaba,
İçimdeki boşluğun verdiği sıkıntı, senin yokluğunda bana daha çok acı veriyor. Dünya gailesiyle uğraşırken bazen çaresizliğim, bazen de sana yazmayı ihmal edişim beni üzüyor. Sadece var olduğunu bilmek, uzakta da olsan gözlerindeki gülümseyişi hatırlamak beni teselli ediyor. Çok kısa buluşmalarımızda sana bakarken yüreğim titriyor. Bir sonbahar akşamı tanıdığım bu güzelliğe nasıl bağlandığımı o zaman daha iyi anlıyorum. İçimde bir fırtına esse bil ki sebebi sensin. Sana karşı hissettiklerimi ancak buradan, bu pencereden seslendirebiliyorum. Seni seviyorum Ay Işığım, seninle huzur buluyorum.
Müzmin aşığınız…
****************************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Aşkım, seni çok özledim. Bu akşam mutlaka buluşalım. Ellerinden tutmak, gözlerine doyasıya bakmak istiyorum.
Bugün uzun süredir yapmadığım bir şeyi yaptım. Seninle ilk tanıştığımızda Zeynep Çilli’de cepten çektiğim ve benim en çok beğendiğim bir resmin vardı -gerçi seni hangi halinle olursa olsun hep beğenmişimdir-bu resmi bilgisayarıma da kaydetmiştim. İşte o resmi açtım ve ekranın bir köşesinde açık bıraktım. Bu maili yazarken arada bir dediğime bakma sen, daha sıkça gözlerim seninle buluşuyor, seni seyrediyorum. Bunu daha önce neden sık yapmadığım için üzüldüm. Zaten seyrek görüşüyoruz. Özellikle son aylarda daha az görür oldum. Aşkım, seni özlemediğimi mi sanıyorsun. Bugüne kadar sana olan özlemimi bazen içime atmakla, bazen de yazmakla giderebildim. Seni çok sevmeme rağmen zamana yenik düşen biri gibi, çaresizlik içinde kıvranır oldum. Sana yazmak, sana yönelmiş duyguları paylaşmak benim için büyük bir mutluluk. Zaman zaman unuttuysam da paylaştığımız bunca şey hatıramızı yeniden canlandırıyor.
Seni sevmekten bıkmayacak olan aşığınız…
**************************************************************************************************************
Sevgili Ay Işığım,
Gönlümün sultanı merhaba. Nasılsın iyi misin? Bugün Pazar ve sabahtan beri dışardayım.
O şuh, insanı alemden aleme sürükleyen mavi bakışların sahibesini özlemiştim. O güzel resmini cep telefonumdan açtım ve görebileceğim en yakın mesafeye koydum. Ekranın kapanma süresini de uzattım. Karşımdaydın o canlı halini anımsatırcasına, canlı ve arzu dolu bakışlarınla bana hayat veriyordun. Sana baktıkça yeni özelliklerini keşfediyordum. Hangi aktrist hangi manken senin kadar güzel olabilirdi ki; her şeyden önce sana bakmaya doyamıyordum. Sonra bakışların beni alıp başka dünyalara götürüyordu. Ben de bu dünyanın gönüllüsü olarak peşin sıra gidiyordum. Keşke hep yanında olabilseydim, hep gözlerinin o mavi sularında yüzebilseydim, sonra yüreğimi yarıp sana gösterebilseydim. Benim için bundan daha yüce bir istek olur muydu? Bu yüzden seni çok özlüyorum. Hele son günlerde ekonomik nedenlerle seninle buluşamadığım için oluşan gerginlik de bu özlemi artırıyor, bazen de alevlendiriyor. Senden uzakta geçen her anım bir şekilde ruhumu sana daha da yakınlaştırıyor. Daha önceki yazılarımda seni sevmekten usanmayacağımı ifade ederken tam da bunu anlatmak istemiştim.
Ey sevdiğim dilber, sen benim için sadece özel birisi değilsin, bu bana yetmez, sen benim için asıl nefes almak gibi bir şeysin. Seni bu yüzden çok seviyorum, sultanım efendim…