Casusluk/Ernest Volkman

‘’ Tanrı size bir yüz verdi, siz kendinizi başkası yaptınız’’ Shakespeare- Hamlet

Casusluk şeklinde tam ada sahip olan bu roman 20.yüzyılın en büyük casusluk operasyonlarına ışık tutmakta ve perde arkasını sansasyonel biçimde aktarmaktadır. Romanımızın yazarı Ernest Volkman, Newsday ödüllü bir araştırmacı-gazetecidir. Romanıyla aynı isimli ‘Espionage’ (Casusluk) dergisinin editörlüğünü yapmaktadır. Casusluk konusunda birçokları tarafından otorite sayılan yazar bu konuda rüştünü bu kitapla ispatlamaktadır. Bu konuyu ele aldığı başkaca yapıtları da vardır. Bunlardan bazıları; ‘Tarihin Seyrini Değiştiren Gizli Ajanlar’, ‘Gizli Servis: Amerika’nın Casusluk Tarihinden Hikayeler’, ‘ Karanlığın Savaşçıları: Casuslar ve Amerikan İstihbaratı’. Özellikle geçtiğimiz son yüzyılın savaşlarında, siyasetinde ve kaderinde etkili görünmez isimler casuslardır. Ülkelerin kurulmaya başladığı zamanlar kadar eski olan istihbarat ağları, servisleri, son kertede kendini casusluk şeklinde ortaya koymuştur. Öyle ki istihbaratın tarihi ülkelerin tarihi haline gelmiştir.

Bu kitapta ise casusluğun terminolojisi tartışılmamış, aksine daha eğlenceli ve sürükleyici bir yol benimsenerek, 23 tane casusluk anekdotu verilmiştir. Her biri tarihin seyrini belli yönlerde değiştiren, her biri inanılmaz şaşırtıcı 23 olay… İngilizlerin şifreli Alman haberleşme sistemini çözerek müttefikleri, Hitler’in askeri planları hakkında önceden uyardıkları ULTRA Operasyonu, değiştirilmiş posta pullarıyla Almanların moralini çökertme yolları arayan ve ‘Cornflakes’ adlı OSS Operasyonu bunlardan yalnızca birkaçıdır. Müttefiklerin, Almanları, Normandiya çıkarmasının sahte bir saldırı olduğuna inandırmasını, Pearl Harbor’ daki istihbarat faciasını, Walker ailesinin casus çemberini, CIA ile KGB arasındaki ‘Köstebek Savaşları’ını ve daha nicesini bir solukta okuyacaksınız. Yazarın dili ve üslubu açık, anlaşılır ve oldukça eğlencelidir.

Bu romanı okurken kendinizi olayların merkezinde ve bu zaman-mekandan tamamen soyutlanmış bir halde bulacaksınız. Yazar anlatımına 1920’lerde meydana gelen bir kandırmaca ile başlamaktadır ve sırasıyla devam etmektedir; II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nı kafese koyan, zekice düzenlenmiş üç operasyonu gözler önüne sermektedir ve ardından CIA’yı kandırmayı başaran modern bir operasyona yer vermektedir. Ve tüm roman boyunca, dünya üzerinde ne kadar çok şey değişirse, bir o kadar da aynı kalmaktaydı her şey. Bu döngü devam edeceğe de benzemektedir.

Yazarımız her bir olayı anlatmaya başlarken çarpıcı başlıklarının hemen altına tüm olayı özetleyen cümleler not ederek daha okumaya başlamadığınız halde olayın içine sizi çekmektedir. ‘Eğer, kimi zaman savunulduğu gibi, casusluk uluslararası ilişkilerin kara büyüsü ise, o zaman aldatmacalar onun en azametli şeklini oluşturur.’