Refika en büyüğümüz. O ablaların ablası. Akıl küpü olmayı sevgiyle birleştiren nadir insan. Onun sevgi yumağı ailemizi birbirine bağlayan en kuvvetli bağ idi. Bir gün onu kaybedince dünyamız yıkıldı. Çok üzüldük. Ne yapacağımızı şaşırdık.
Sonra sırada Mehmet Koç var… Namı diğer Ali ağabey, Ali Gardaş. Ortaokul son sınıfta okurken, rahmetlinin babama: “Hüseyin’i yanıma gönder. Biz okuyamadık, koşullar buna izin vermedi, kardeşimiz okumalı” dediğini hatırlıyorum.
Beni Adana Erkek Lisesine yazdırabilmek için üç gün kuyrukta bekledikten sonra okula kaydım tamamlandığında, yüzünde oluşan o mutluluk ifadesini hiç unutamam.
Liseyi Ali ağabeyimin yanında okudum. Zaman zaman bana çok kızardı. “Neden harçlığını bitirmiyorsun? Bir daha görmeyeyim” derdi. Ben, canım ağabeyimin verdiği parayı rastgele harcamaya kıyamazdım. O ise benim iyi yetişmem için rahat davranmamı ve arzu ettiğim her şeyi tatmamı isterdi.
Sonra Emişen ablam var. Biz ona Eşen bacı deriz. O bizim köydeki evimiz. Sonra Veysel abim. Ona Veysel ağa derler, daha çocukluğunda ağırbaşlı olmayı başardığı için. Ve son çocuk Hüseyin (Küçük). Güccük ağanın adını koydukları ailenin en küçüğü. O benim.
Bugün bir Üniversitede öğretim üyesiyim. Geldiğim yer, Profesör olmak bir başarıysa bunda en büyük pay ailemin ve tabii ki rahmetli Ali Gardaşın. Güzel olan, sorumluluk duymak ve özverili olmak değil dostlar.
Güzel olan Ali Gardaş gibi sevgiyi insanlara karşılıksız sunabilmek. Bunu, her zaman ve her koşulda yapabilmek. Ve en önemlisi, bunu örnek davranışlarla insanlara yaşatabilmek.
Cennet mekânın olsun canım ağabeyim. Sonsuza kadar kalbimizde yaşayacaksın…
Karakteri ve geleceği sevginle şekillenen, küçük kardeşin Hüseyin,
Stillwater, OK, 09.03.2013, USA (3 Eylül 2013).