Hoyrat’ın Türk Halk Şiirindeki Yeri

Irak Türkmen Edebiyatında, şiirin başlangıcı sayılan Hoyrat bir duygu ve düşünceyi özgün yollarıyla dile getiren, yedi heceli, dört ya da fazla mısralı bir halk şiiri türüdür. Hoyrat sadece Irak Türkmen edebiyatında değil, Azerbaycan’da bayatı, Anadolu’da cinaslı mâni olarak adlandırılmıştır.

Klasik edebiyatımızın “Rübai”si ne ise halk edebiyatımızın Hoyrat”ı da odur denilebilir. Yedi heceli, üç mısralı bu nazım biçiminde duygular, düşünceler, Türkçe’nin güzellikleri yoğun bir şekilde ve ustaca işlenir. Ünlü Edebiyatçımız, titiz, bir o derecede de güç beğenen büyük şairimiz Yahya Kemal bile bu

güzellik karşısında feveran ederek şöyle der:

Ağlıram gülmüyençin

Göz yaşın silmiyençin

Derdin diyen rahatlar

Vay derdin demiyençin

 HOYRAT SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ

Kerkük’te halk dilinde en çok yayılmış adı, hoyrat’tır. Bununla beraber hoyrat, koryat ve koyrat denildiği de bilinmektedir. Örneğin “koryat” sözcüğü Irak’ta en çok Araplar tarafından kullanıldığı iddia edilir. Hoyrat kelimesinin aslının nerden geldiği konusunda çok çeşitli görüşler vardır. Bunlara aşağıda yer verilmiştir:

 Kuru yad sözünden gelme olduğu söylenilmiştir.  Kerkük şehrinin eskiden bir mahallesi şimdi ise semti olan “Korya” adına nispetle kullanıldığı iddia edilmiştir.

 Hoyrat adının ondördüncü yılda Moğol boyları arasında başta gelmekte olan ve büyük kısmının Irak’ta yerleştiği anlaşılan “Oyrat” boyunun adından geldiği hakkında bir görüş de Prof.Dr. Faruk Sümer tarafından ileri sürülmüştür.

 Tanınmış Türk Dilcisi Şemsettin Sami’nin “Kamus-i Türki”sinde hoyrat sözünün hoyrattan galat olduğu ve bunun “köylü, kaba, eli bir şeye yakışmayan, bir şeyi güzel muhafaza etmeği bilmiyen” manasına geldiği söylenmiştir.  Radlof’un dört ciltlik Türk Lehçeleri lügatinde hoyrat’ın Türkçe bir kelime olduğu sanılmakla beraber, bu eserde hoyrat ve hoyrat’ın köylüye mahsus kaba ile izah edilmiş ve aslının da Yunanca horyats’dan geldiği iddia edilmiştir.

 Türk Dili Dergisinde yayımlanan bir yazısında Vehbi Cem Aşkun, hoyrat sözcüğünü halk arasında çirkinin huyu, kötünün de sıfatı olduğu şeklinde açıklamıştır.  Şair Ahmet Muhip Dıranas, Nisyan başlıklı yeni tarz şiirinde hoyrat sözcüğünü “hoyrattır bu akşamüstüler daima” şeklinde kullanmıştır.

 Kilisli Muallim Rifat’a göre hoyrat “hoyrad, kaba, nadan, hissiz, güzellikten, cilveden, edadan anlamaz, odun gibi herif demektir.” Horyad da denilir.

 Dede Korkut hikayelerinde, Dresten nüshasında “hoyrad”, Vatikan nüshasında “horyad” biçiminde geçmektedir.  Hoca Mesut Gülşehri’nin Farsçadan tercüme ettiği (Süheyl- ü Nevbahar) adlı manzum hikayede ise “horyat” olarak kullanılmıştır.

 Atasözünde de “Çingene düğünü, hoyrat derneği davulsuz olmaz” sözü meşhurdur.  Prof.Dr. Faruk Sümer’in Türk Yurdu Dergisinin 1959 yılı 5/275 inci sayısında yayımlanan “Irak Türklerinin tarihine kısa bir bakış” isimli yazısında “hoyrat”ın bugünkü anlamda ondördüncü yüzyıla ait Türkçe eserlerde geçtiği belirtilmektedir.  Ata Terzibaşı’nın “Kerkük Hoyratları ve Manileri” isimli eserinde ise “hoyrat” sözcüğünün Türkçe bir isim olduğu, önceleri hamaset ve kabadayılık anlamını canlandıran bir ifade vesilesi olarak belirdiği, bugünkü anlamda ise, halk edebiyatının ve halk musikisinin şekil, mevzu ve ses kalıpları bakımından gösterdiği özelliklere göre bir çeşit ezgili dörtlüğe verilen bir ad olarak kullanıldığı belirtilmektedir.

Bu iddiaların çoğunlukla işaret ettiği gibi daha yaygın kullanımı da dikkate alınmak suretiyle “hoyrat” sözcüğü Türkçeleşmiş bir isimdir ve dilin bir ihtiyacı olarak doğmuştur.

 HOYRAT TÜRLERİNDEN ÖRNEKLER

CİNASLI HOYRAT

İlk mısra 3 veya 4 heceden oluşur ve birden fazla anlam taşır. 2, 3 ve 4’ncü mısralar 7 heceden oluşur. Kafiye ise 1, 2 ve 4’üncü mısralarda birleşir. 3. mısra ise 7 heceli serbest kalır ve hoyratın şahdamarı sayılır.

Güle naz

Bülbül eyler güle naz

İndim o dost bahçesine

Ağlıyan çok gülen az

Yara meni

Dert meni yara meni

Ya al yaradan canım

Ye yetir yara meni

Türk mendili

Başımda Türk mendili

Dinim İslâm dinidir

Dilim de Türkmen dili

Ya sağdı

Ya hastadı ya sağdı

Gizli gizli gül dostum

Burda gülmeğ yasağdı

Dile çar

Doxtor eyle dile çar

Türkmenin derdin desem

Dağ, daş, dilsiz, dil açar

 CİNASSIZ HOYRAT

Dört veya daha fazla mısradan oluşan 7 heceli 1, 2 ve 4’üncü mısraları kafiyeli olur. 3. mısra ise, hoyratın şahdamarı olarak, 7 heceyle serbest yazılır.

Al tehpiziv zikr–ele

Her ni’mete şükr–ele

Yük ağır menzil uzak

Gel bu yola fikr–ele

Yüz yol var

Yüz tepe var yüz yol var

Khudam bildiğin eyler

Sen feleğe yüz yalvar

Dama gözel

Çıkhıptı dama gözel

Zilhivi kemend-eyle

Çek meni dama gözel

YARARLANILAN KAYNAKLAR

1- Kerkük Hoyratları ve Manileri, Terzibaşı, ATA, Ötüken

Yayınevi, 1975 İstanbul.

2- http://www.kerkukfeneri.com/hoyrat_demek_skuzeci.asp

Check Also

Türkçe “Türk Bağımsızlığı”*

“Türk milletinin en önemli özelliği bağımsızlığa olan düşkünlüğüdür. Bu gelenek yüzyıllar boyunca dil sayesinde günümüze …

Bir yanıt yazın