Körebe, çelik çomak, saklambaç, yakan topu, sek sek, topaç çevirme, beştaş ve cüz çocukluğumuzda oynadığımız oyunların başında gelir. En çok oynadığım oyun çelik çomak ve saklambaç oyunuydu. Özellikle saklambaç oyununu gece oynardık. Bu oyunu oynarken sokaklar ay ışığı da yoksa oldukça karanlık olurdu. Koşarak saklanır, saklanacağımız yerlere gözümüz kapalı ulaşırdık. Normalde karanlıktan korkardım ama saklambaç oyununda korkularım da oyun süresince …
Devamını OkuGÜNLÜĞÜMDEN NOTLAR
Köyden İlçeye/Orta öğretim yıllarım
Hayatımın en kâbus dolu yılı hangisi diye sorarsanız Ortaokula başladığım yıl olduğunu söyleyebilirim. İlkokulu başarıyla bitirmiş, ortaokula da kaydımı yaptırmıştım. Okula başlayacağım için sevincime diyecek yoktu. Daha okul açılmadan hazırlıklara başlamıştım bile. Kitap ve defter ihtiyaçlarım ile pantolon, kravat ve iskarpin ayakkabı da ilçede kurulan pazardan alındı. Ancak paramız olmadığı için ceket alamamıştık. Ceketi de Almanya’da işçi olarak çalışan eniştem …
Devamını Okuİz bırakan korkularım
Arılar İnsan hayatı korkularla doludur. Benim de hayatımdaki ilk korkum arı sokması oldu. Köyde dedemgilin arı kovanları vardı, daha çok kendi ihtiyaçları için bal üretmek amacıyla arıcılık yapıyorlardı. Arılarla tanışmam üç yaşındayken başlamış. Büyüklerimin anlattığına göre arı kovanına çomak sokmuşum, arılar da o kızgınlıkla üzerime üşüşmüşler. Onlarca arı vücudumun çeşitli yerlerinden sokmuşlar. Elim yüzüm şişmiş, yaşayacak ömrüm varmış ki, zehirlenmemişim. …
Devamını OkuGüzel öğretmenlerimiz
Köyümüzde ilkokul seviyesindeki eğitim öğretim faaliyetine 1950’li yılların ortasında köy camisi ile köylüye ait muhtelif evlerde başlandığı rivayet edilir. 1963 yılında ise köyün Kırıklı köyü yoluna yakın, Poyraz Pınarı mevkiinde Battal emmimin evine giden yol üstünde büyükçe bir sınıf, bir kütüphane odası, bir idare odası, bitişiğinde iki odalı bir öğretmen lojmanı, okul dışında bir yakacak deposu ile hemen bitişiğinde kız …
Devamını OkuGarsonluk yaptığım yıllar
Orta okula başladığımın ertesi yılında halamın oğluna ait ve ilçenin merkezinde bulunan bir kıraathanede getir götür işlerinde ayakçı olarak çalışmaya başladım. Çay, oralet, tarçın, limon ve meşrubat türü içecekleri ilçe merkezinin tam ortasından geçen cadde üzerinde sağlı sollu dizilmiş olan esnaflara götürüyordum. Esnaftan aldığım siparişleri de kıraathanenin içinde çay ocağına gelip ocakçımıza söylüyordum. Kıraathanenin çay ve benzeri ürünlerini müşterinin hizmetine …
Devamını OkuBüyük utancım
Dört yaşıma geldiğimde yaşadığım olayları idrak etmeye başladığımı hatırlıyorum. O zamanlar beni tedirgin eden bir olay da geceleri altıma kaçırmak olmuştu. Gece uykuda, yarı rüyada yarı uyanık bir halde iken kendimi dışarıda zannedip işiyordum. Bir süre sonra uyanıyor ve sabaha kadar oluşan ıslaklığı kurutmaya çalışıyordum. Annemin sabahları rutin kontrolünden kaçtığım günler de oluyordu. Çoğu zaman bu rutin kontrollerde yatağı ıslattığım …
Devamını Oku