Arzularım ilmek olmuş boğazımda düğümleniyor, boğuyorlar beni. Bindiğim pişmanlık atı fayda etmiyor, zaman affetmiyor.
Önünde duran arzularım aç ve perişan.
Gel arzularımın efendisi, bahirim gel. Can suyundan mahrum edip de nefsimi süründürme; gel efendim, arzularımın peşi sıra gel.
Toprağım ve sana hasretim. Susuz kaldım, kuraklığında çatladı damarlarım.
Görmüyor musun? Seni beklerken suya dönüştüm. Şimdi saf, renksiz ve kokusuzum…